SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLER GENEL MERKEZİMİZDEN DESTEK İSTEDİ.

Sözleşmeli öğretmenler, eşleri ve çocukları ile birlikte Genel Merkezimizi ziyaret etti. Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri Musa Akkaş ile görüşen sözleşmeli öğretmenler, yaşadıkları sorunları anlattı. 6 yıl tayin isteyemedikleri için eşlerinden, çocuklarından ayrı kaldıklarını, ailelerinin parçalandığını, en uzun süreli olarak yaz tatillerinde bir araya gelebildiklerini söyleyen sözleşmeli öğretmenler, çocuklarının büyüdüğünü görememenin onların motivasyonunu azalttığını kaydetti. Eş durumunun yanı sıra sağlık özrü nedeniyle de tayin hakkı isteyemeyen sözleşmeli öğretmenler,  Hükümetin sözleşmeli öğretmenlere tayin hakkı vermesini istedi.
Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri Musa Akkaş da, sözleşmeli öğretmenlere verdikleri desteği ifade ederek, sözleşmeli öğretmenliğin kölelik ve ucube bir sistem olduğunu söyledi. Sözleşmeliliğin iş güvencesini de tehdit ettiğine dikkat çeken Akkaş, “İş güvencemizle oynamak ateşle oynamak demektir. Buna müsaade etmeyeceğiz” dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının 2005 yılında kısmi zamanlı geçici sözleşmeli öğreticilik uygulaması getirdiğini, Türk Eğitim-Sen’in bu uygulamaya dava açtığını ve kazandığını hatırlatan Akkaş, “Yargı kısmi zamanlı geçici sözleşmeli öğreticiliği iptal edince 4/B’li sözleşmeli öğretmenlik uygulamasını getirdiler. Türk Eğitim-Sen, 4/B’li öğretmen istihdamına da dava açtı, iş bırakma eylemi de dahil birçok eylem yaptı, hatta konuyla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığından görüş bile istedi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 18. Milli Eğitim Şurası’nda ise tüm eğitim çalışanlarının ve öğretmenlerin kademeli olarak sözleşmeli statüye geçirilsin teklifi getirildi ve bu madde kabul edildi. Sendikamız bu maddeye şiddetle karşı çıktı. Hatta tartışma toplantı salonu dışına da taştı. Bizim girişimlerimiz ile bu madde geri çekildi.
Sendikamızın girişimleri, kamuoyunda oluşan tepkiler ve muhalefet partilerinin 2011 genel seçimleri öncesinde seçim beyannamelerine sözleşmelilik uygulamasına son verilmesi ile ilgili taahhüt koymasının ardından iktidar, 632 sayılı KHK ile kamu hizmetinin daha etkili, hızlı ve verimli yürütülmesi gerekçesiyle 4/B’li istihdama son verdi.
Öğretmenler tam rahat bir nefes aldı derken, bu kez de Temmuz 2016’da yayınlanan 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle sözleşmeli öğretmenlik uygulaması geri getirildi. Üstelik bu kez sözleşmeli öğretmenler KPSS’nin yanı sıra mülakatla alınmaya başlandı. Sözleşmeli öğretmenler 4 yıl sözleşmeli olarak görev yapmalarının ardından 2 yıl da kadrolu olarak çalıştıktan sonra tayin isteyebiliyorlar” diye konuştu.  
Çakılı kadro ile çalışmanın insani olmadığına vurgu yapan Akkaş, “Eşinden, çocuğundan, ailesinden mahrum bırakılan bir öğretmenden verim alınacağını ve eğitimde başarıyı sağlayacağınızı mı düşünüyorsunuz?” diye sordu.
Akkaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Anayasa’nın ailenin korunması ve çocuk hakları başlıklı 41’inci maddesinde; “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar. Ancak yapılan uygulama ile Anayasa ihlal edilmiştir.”
Zorunlu hizmet tazminatı ile mahrumiyet bölgelerindeki öğretmeni teşvik ederek öğretmen istikrarının sağlanabileceğine dikkat çekti. Akkaş, “Türk Eğitim-Sen’in önerisi; mahrumiyet bölgelerinde görev yapan öğretmenlere mahrumiyet derecesine göre bir brüt asgari 2 brüt asgari ücret arasında değişen miktarlarda zorunlu hizmet tazminatı ödemesi yapılmasıdır. Bu şekilde mahrumiyet bölgelerindeki öğretmen açığı sorunu çözülebilir” dedi.
Sendikamızın sözleşmeli ve mülakatlı öğretmenliğin kaldırılması için açtığı davaya dikkat çekti. Yargı sürecinin devam ettiğini bildiren Akkaş, “Umuyoruz ki yargı sözleşmeli öğretmenliği iptal eder ve böylece bu sorun kökten ortadan kalkar” dedi. Türk Eğitim-Sen’in 24 Haziran genel seçimleri öncesinde tüm sözleşmelilerin kadroya alınması için imza kampanyası düzenlediğine de vurgu yapan Akkaş, “Öğretmenlerimiz sadece KPSS puan üstünlüğüne göre kadrolu olarak atanmalıdır. Ayrıca Hükümet tüm sözleşmelileri 2011 yılında yaptığı gibi kadroya geçirilmelidir.” dedi.
Hükümetin sözleşmeli istihdam modelini kaldırması gerektiğini bildiren Akkaş, bu konuda yasal bir düzenleme yapılana kadar da eş durumu mağdurlarımıza Ağustos ayında özür grubu tayin hakkı verilmesini istedi. Akkaş, “Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk, dram yaşayan sözleşmeli öğretmenlerin ve ailelerinin yüzünü güldürmelidir. Kamuoyunda bu konuda bir beklenti oluşmuştur. Sayın Selçuk’un bu beklentiyi yerine getirmesi, sözleşmeli öğretmenlerimiz için hayati öneme sahiptir” diye konuştu.

Driver Booster 4.4 PRO + Serial

IObit Driver Booster Pro 4.4,


* Driver Booster 4 key
* Driver de notebook e computador
* Atualizar drivers do computador windows 10/8.1/8/7/vista/xp
* Melhorar o desempenho do Hardware

Seriais 
6BCA2-00A17-7B3E8-453B4

BB49C-9406C-3B4E9-748B4

AEA62-9AB38-55C75-339B4 

Denenmiştir %100 işe yarıyor...

Ramazan Ayı Hakkında Bilgiler


Ramazan ayı , Hicri takvime göre yılın dokuzuncu ayıdır.Arapça kökenli bir sözcük olan Ramazan, "Ramaza" (çok sıcak olma) kökünden gelir. Bunun nedeni muhtemelen Ramazan orucu ibadeti ilk uygulanmaya başlandığında yaz aylarına tekabül ediyor olmasıdır. Kur'an'ın ilk ayetlerinin vahyedildiği Kadir Gecesi Ramazan ayı içindedir. Hangi gün olduğu bilinmemekle birlikte Ramazan ayının 27. gecesi Kadir Gecesi olarak kabul edilir.

Ramazan ayının zamanı Hicri Takvim'e göre düzenlenir. Hicri takvim, Halife Ömer'in zamanında düzenlenmiştir. Hicri Takvim bir "Ay Takvimi" olduğu için yıllar, miladi takvimden 11 - 12 gün kısadır. Bunun sonucu olarak Ramazan ayı her sene miladi takvimde öne kayar. Yaklaşık olarak her 32 senede bir, Ramazan ayı aynı tarihlere denk gelir.

Hicri Takvim ve Ramazan Ayı

Hz. Ömer'in hilafeti zamanında Arap Yarımadası'nda; Persler, Romalılar ve başka medeniyetlerin kullandığı güneş ve ay takvimleri kullanılmaktaydı. Hicaz-Asir bölgesinde ise hem güneş hem de ay takvimi kullanılıyordu. Takvim oluşturma fikri ortaya çıkınca yapılan istişareler sırasında sahabeden Ali bin Ebu Talib, oluşacak takvimin peygamberin Medine'ye hicretini başlangıç tarihi olarak önermiştir. Bu görüş kabul edilmiştir fakat peygamberin hicretinin ay takviminin ilk ayı olan Muharrem'e değil de Rebiulevvel'e denk gelmesi sonucunda tarih geriye alınmıştır. Buna göre Hicrî takvimin başlangıcı miladî 23 Temmuz 622'ye denk gelir, yılın dokuzuncu ayı da böylece Ramazan olur. Ramazan ayından önceki hicrî ay Şaban, Ramazan'dan sonraki ay ise Şevval ayıdır.

Hicrî takvimin salt ay takvimi olması sebebiyle, bu takvimdeki ayların mevsimlerle ilişkisi yoktur; yani her ay güneş takvimine göre her yıl pozisyonu değişir, ve böylece aylar mevsimler arasında gezinir - belirli bir mevsimin ayı olmazlar. Bu sebeple Ramazan ayı ve oruç dönemi her yıl değişir.

Ramazan Orucu


Bakara Suresi'ne göre Kur'an'ın İslam peygamberi Hz. Muhammed'e (SAV) gönderilmesi Ramazan ayında başlamıştır ve bu ay içinde "oruç" tutmak müslümanlara emredilmiştir. İlgili ayet (Bakara 185) şöyledir:

O Ramazan ayı ki irşad için, hak ile batılı ayırt eden, hidayet ve deliller halinde bulunan Kur'an onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya erişirse oruç tutsun. Kim de hasta veya yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diliyor, zorluk dilemiyor. Bir de o sayıyı tamamlamanızı ve size gösterdiği doğru yol üzere kendisini yüceltmenizi istiyor. Umulur ki, şükredesiniz! 

Bu ay boyunca gündoğumundan önceki alacakaranlık ile günbatımından sonraki alacakaranlık arasında yemek-içmek ve cinsel ilişkide bulunmak Müslümanlara yasak kılınmıştır. Mükellef olan Müslümanların Ramazan orucunu tutması farzdır.

İmsak
İmsak Ramazan ayında oruç tutacak Müslümanların sahur sonrasında sabah ezanı ile birlikte başlayan yeme ve içmeyi bırakma anlarıdır. Kelime manası, kendini tutmak, bir şeyden el çekmekdir. Takvimlerde, imsak'ın günlere ve illere göre başlama saatleri belirtilir. Geleneksel anlayışta sabah namazı İmsak'tan 15-20 dakika sonradır.

Orucun ne zaman başlayacağı (imsak) farklı görüşlere sebep olan bir konudur. İmsakı sabah namazından önce, sabah namazıyla birlikte, sabahın geç vaktinde ve güneşin doğmasıyla ilişkilendiren görüşler bulunmakta ve orucun başlamasını bu vakitlere göre belirleyen görüşler bulunmaktadır.

İmsakın zıddı iftardır. İmsak vaktinin başlangıcı, tan yerinin ağarmasıyla başlar. Bu vakit, takvimlerde imsak vakti olarak gösterilmektedir. İmsak vaktinden iftar vaktine kadar, ibadet niyetiyle; yemeden, içmeden, cinsî münasebetten ve diğer orucu bozan şeylerden uzak durmak, el çekmek demektir.

Sahur
Ramazan ayında oruç tutanların gün doğmadan önce belirli saatte yedikleri yemeğe ve bu yemeğin yendiği zaman aralığına sahur denir. Orucun başlayış ve bitiş vakti gündüze göre tayin edilmiştir. Gündüz ise güneşin doğuşu ile batışı arasındaki zamandır. Kur’ân-ı Kerimin orucun başlangıcını bildirirken kullandığı ifade ile, orucun bitimini bildirirken kullandığı ifade arasında farklı bir üslup vardır. Ayette orucun başlama zamanı için “siyah iplikle beyaz ipliğin birbirinden ayrılması” ibaresi kullanılırken; orucun bitimi için de “geceye kadar” ifadesi kullanılır.

Genelde fukaha*nın sahur vaktini belirlerken izledikleri sünnet şu olmuştur. Hz. Muhammed (SAV) sahura son verip imsak ettikten sonra Kur’ân-ı Kerim’den elli âyet kadar okur veya okuyacak bir vakit bekledikten sonra sabah namazını kıldırırdı. Bu imsak vakti de yaklaşık güneşin doğmasından 75-90 dakika kadar öncesi olur ki; sahur yemeği için en son kabul edilen vakittir.

*Fukaha: İslâm hukukçusu anlamına gelen fakih kelimesinin çoğuludur.

İftar
Ramazan ayında Müslümanların oruçlu geçirdikleri günün sonunda akşam ezanı okunduktan sonra yenilen yemeğe iftar denir. 

İftar duası:

Arapça: "Allâhumme leke sumtu ve bike âmentu ve aleyke tevekkeltu ve alâ rızkıke eftartu veli savmi ğadin neveytu fağfir limâ kaddemtu vemâ ahhertu."

Türkçesi: "Allah'ım! Senin için oruç tuttum, sana inandım, sana dayandım, Senin verdiğin rızıkla orucumu açtım. Yarının orucuna da niyet ettim, benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla."

Terâvih namazı
Ramazan ayında her gece kılınan bir namazdır. Sünnet-i' müekkede kabul edilir ve yirmi rekat cemaatle kılınır. Tek başına da kılınabilir.

Teravih namazının vakti, yatsı namazından sonra başlar, sabah namazı vakti girinceye kadar devam eder. Teravih namazı yatsıya tâbi bir sünnet olduğu için, vitir namazı teravihten sonra kılındığı gibi, önce de kılınabilir. Âdet olan, teravihi önce kılıp vitri sonra kılmaktır. Bu sebeple teravihin bir kısmında imama yetişen bir kimse, imam vitre kalkınca imamla beraber önce vitri kılıp sonra teravihten kılamadıklarını kazâ etmesi câizdir. Teravih namazı vakti içinde kılınmazsa, vakti dışında ne cemaatle, ne de tek başına (münferiden) kazâ edilmez.

İki veya dört rekatte bir selam verilir. Her selamdan sonra biraz oturmak sünnettir. Bu esnada salevat-ı şerife, salat-ı ümmiye, ayet veya dualar okunur.

Teravih namazının geleneklere Hz. Ömer zamanında girdiği, islamda böyle bir namazın bulunmadığı bazı akademisyenler tarafından ifade edilmektedir.

Teravih Namazı Nasıl Kılınır?

Teravih namazı yirmi rek'attır. Erkekler ve kadınlar için sünnet-i müekkededir. Ramazan ayında kılınır. Hastalık veya yolculuk sebebiyle oruç tutamayan kimselerin de teravih namazını kılmaları sünnettir. Teravih namazının câmide cemaatle kılınması sünnettir ve sevabı çoktur. Evde de tek başına veya cemaatle kılınabilir. Ancak câmide kılmak daha faziletlidir. Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: "Faziletine inanarak ve mükâfatını umarak Allah rızası için Ramazan gecelerini ibadetle geçiren (teravih namazını kılan) kimsenin geçmiş günahları bağışlanır." 

Teravih Namazının Kılınışı:
Teravih namazı yatsı namazından sonra kılınır. Yatsıdan önce kılınması caiz değildir. Vitir namazı Ramazan ayında teravihten sonra kılınır. Teravihden önce de kılınabilir. Yirmi rek'at olan teravih namazı her iki rek'atın sonunda selâm verilerek kılındığı gibi, dört rek'atta bir selâm verilerek de kılınır. Her iki durumda da namaza devam edilir ve yirmi rek'at tamamlanır. 

İki Rek'atta Bir Selâm Verilerek Teravihin Cemaatle Kılınışı: 
Yatsı namazının farzı ve son sünneti kılındıktan sonra teravih namazına başlanır. Namaz kıldıracak imam: "Niyet ettim Allah rızası için teravih namazını kılmaya, bana uyanlara imam oldum" diye niyet ederek iftitah tekbirini alıp ellerini bağlar. İmam'ın arkasında kılan cemaat da "Niyet ettim Allah rızası için teravih namazını kılmaya, uydum imama" diyerek niyet eder ve imamın tekbirinden sonra "Allahü Ekber" diyerek tekbir alır ve ellerini bağlar. Bundan sonra imam ve cemaat gizlice "Sübhâneke"yi okur. Sübhaneke'nin okunması bitince, (Cemaat ayakta başka bir şey okumaz) imam gizlice Eûzü-Besmele, açıktan fatiha ve bir sûre okur. Cemaatle birlikte rükû ve secdeleri yaptıktan sonra ikinci rek'ata kalkılır. Burada yine imam gizlice Besmele, açıktan da fatiha ve bir sûre okuyup cemaatle birlikte rükû ve secdeleri yaparak oturulur. Bu oturuşta imam ve cemaat "Ettehiyyatü, Allâhümme salli, Allâhümme bârik ile Rabbenâ âtina..." duasını okuyarak selâm verirler. Böylece iki rek'at kılınmış olur. Ayağa kalkılarak tarif ettiğimiz şekilde ikişer rek'at kılınmaya devam edilerek yirmi rek'at tamamlanır. Bundan sonra üç rek'atlı vitir namazı da cemaatle kılınır. 

İki Rek'atte Bir Selâm Verilerek Teravihin Tek Başına Kılınışı: 
"Niyet ettim Allah rızası için teravih namazını kılmaya" diyerek niyet edilir ve aynen sabah namazının iki rek'at sünneti gibi kılınır. Yirmi rek'at tamamlanıncaya kadar ikişer rek'at kılmaya devam edilir, teravih bitince de vitir namazı kılınır. 

Dört Rek'atta Bir Selâm Verilerek Teravihin Cemaatle Kılınışı: 
Namazı kıldıracak imam ve cemaat yukarıda tarif ettiğimiz gibi niyet ederek iftitah tekbirini alır ve ellerini bağlar. İmam ve cemaat gizlice Sübhaneke'yi okuduktan sonra (Cemaat başka birşey okumaz) imam gizlice Eûzü-Besmele, açıktan fatiha ve bir sûre okuyup rükû ve secdeleri yaparak ikinci rek'ata kalkılır. Burada imam gizlice Besmele'yi, açıktan fatiha ve bir sûre okuyup rükû ve secdeleri yapar ve otururlar. İkinci rek'atın sonundaki bu ilk oturuşta imam ve cemaat "Ettehiyyatü, Allâhümme salli ve Allâhümme barik" okur ve üçüncü rek'ata kalkarlar. Üçüncü rek'atın başında hem imam, hem de cemaat gizilce Sübhaneke'yi okur. Sonra imam gizlice Eûzü-Besmele, açıktan fatiha ve bir sure okur. Sonra rükû ve secdeleri yaparak dördüncü rek'ata kalkarlar. İmam gizlice Besmele'yi, açıktan da fatiha ve bir sure okuyarak yine rükû ve secdeler yapılıp oturulur. Bu oturuşta da imam ve cemaat "Ettehiyyatü, Allâhüme salli, Allâhümme barik, Rabbenâ âtina...." okuduktan sonra selâm verirler. Böylece teravih namazının ilk dört rek'atı kılınmış olur. Bundan sonra ayağa kalkılarak tıpkı tarif ettiğimiz gibi dörder rek'at kılınmaya devam edilerek yirmi rek'at tamamlanır. Sonra da cemaatle vitir namazı kılınır. 

Dört Rek'atta Bir Selâm Verilerek Teravihin Tek Başına Kılınışı: 
"Niyet ettim Allah rızası için teravih namazını kılmaya" diye niyet edilir ve aynen ikindi namazının sünneti gibi kılınır. Aradaki fark sadece niyetin değişik olmasıdır. Böylece dörder rek'at kılınarak yirmi rek'at tamamlanır. Bunun peşinden de vitir namazı kılınır.

Kadir Gecesi
Kadir Gecesi, İslam inancına göre Kur'an'ın Allah tarafından vahiy yoluyla İslam dininin Peygamberi Hz. Muhammed'e (SAV) indirilmeye başlandığı gecedir. İlk ayetler Alak Suresi'nin ilk 5 ayetidir.

Kadir Gecesi'nin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte, Ramazan ayınının 27. gecesinde olma ihtimali yüksektir. İslam peygamberi Hz. Muhammed (SAV) Kadir Gecesi'nin hangi gece olduğunu kesin şekilde belirtmemiş, ancak; "Siz Kadir gecesini Ramazan'ın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız" demiştir.

Kadir Gecesi'nden Mekke devrinde nazil olan ve Kur'an'ın doksan yedinci sûresi olan beş ayetlik Kadir Suresi'nde bahsedilir. Bu surede Kur’an’ın indirildiği Kadir Gecesi'nden bahsedildiği için bu sureye Kadir Suresi denmiştir. Kadir, 'azamet' ve 'şeref' demektir.Kadir Suresinde Kur’an’ın Kadir Gecesi'nde indirildiğinden, Kadir Gecesi'nin bin aydan daha hayırlı olduğundan, Kadir Gecesi'nin rahmet ve berekete vesile olduğundan, bu sebeple insanlık için taşıdığı değerlerden bahsedilir.

Kadir Gecesi, Müslümanlara göre çok hayırlı ve mübarek bir gecedir. Kur'ân'da şöyle tanımlanmıştır:
"Şüphesiz ki Biz Kuran'ı Kadir gecesinde indirdik. (Ey Resulüm!) Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler de inerler.O gece, tanyerinin ağarmasına kadar bir esenliktir."

Kaynak;http://www.topragizbiz.com/showthread.php/779-ramazan-ayi-hakkinda-bilgiler

Arena ne demek? Arena'nın sözlük anlamı nedir?

Arena ne demek? Arena'nın sözlük anlamı nedir Erdoğan'ın sözleri üzerine merak edilmeye başlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ÖNDER Vakfı Gençlik Buluşması'nda konuştu. Erdoğan konuşmasında stadlardaki 'arena' isimlerinin kaldırılacağını söyledi.

Arena Türk Dil Kurumu'na göre "Boğa güreşi, yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan, Siyasi çekişmelerin geçtiği yer" olarak tanımlanıyor. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ÖNDER Vakfı Gençlik Buluşması'na katıldı. 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, statlara “Arena” adının verilmesine değinen Erdoğan, “Bakana da talimatı verdim. ‘Arena’ isimlerini statlardan kaldıracağız” dedi.

Kaynak:http://www.internethaber.com/arena-ne-demek-arenanin-sozluk-anlami-nedir-1780267h.htm

Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi

Bilmediklerimiz, bildiklerimizin yanında kat be kat fazla. Bilimsel, kültürel bilgiler kadar, insanların gariplikleri de şaşırtıcı. Ağaçla evleneninden tutun, tank kaçıranına kadar, wtfnotlar.com'un derlediği pek bilinmeyen 35 bilgi bu galeride sizlerle.
Kaynak: http://www.wtfnotlar.com/





Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi

Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi
Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi

Pek Bilinmeyen 35 İlginç Bilgi